FIFA Skandalı: Hıncal Uluç

Şimdi bir düşünün.. 1/16 final maçında Fransa, ya Arjantin, ya İzlanda, ya Nijerya ile oynayacak.. Dünya Kupası‘nın son kalan 15 maçından biri bu.. İçlerinde doğru dürüst ilgi çekeni olmayan

Yeni Ortadoğu

Beğeni :
5/5

Orijinal Adı : The New Middle East

Yazar adı: Fawaz Gerges

Orijinal Dili : İngilizce
ISBN : 978-605-66013-6-1
Dizi : İyidüşün
Sayfa Sayısı : 560
Ebat : 14×21
Ağırlık : 400 gr.
Baskı : 2. Hamur, 55 gr.
Kapak : Getty Images
Basımevi : Alemdar Ofset
Dizgi : Mehmet Yılmaz
Editör : Onur Yılmaz

Açıklama

Ortadoğu’nun değişenleri ve değişmeyenleri; sosyal, ekonomik ve siyasal boyutlarıyla London School of Economics (LSE) Ortadoğu Merkezi’nin düzenlediği seminerde sunulan 21 makale ile enine boyuna iredeleniyor.

Kitaba katkıda bulunanlar:

Fawaz Gerges, LSE Uluslararası İlişkiler profesörü ve Ortadoğu Merkezi’nin kurucusu

Giriş: Bir Kırılma

Gerçekte bir dönem kapanmış ve yeni bir dönem başlamıştır. Çalışmaya katkı sunan ve bölgede uzun süre çalışmış olan birikimli siyaset bilimciler, politik ekonomiciler, sosyal antropologlar ve tarihçiler bölgenin yeniden düşünülmesi ve siyasi değişim ve demokratikleşmeyi analiz eden geleneksel bilimsel kavram ve yaklaşımların geliştirilmesi çağrısında bulunmaktadılar. 

Lisa Anderson, Kahire Amerikan Üniversitesi Rektörü

Otoriter Miraslar ve Rejim Değişikliği: Arap Dünyasında Siyasi Geçişi Anlamaya Doğru

Bir demokrat olarak siyaset biliminin normatif yanlılıklarını kesinlikle anlayışla karşılıyorum, ancak bir bilim insanı olarak otoriteryanizmi ciddiye alma konusundaki yeteneksizliğimizden hatta isteksizliğimizden dolayı öfke duyuyorum. İnsanlık tarihinin büyük bir bölümü şu anda otoriter adını verdiğimiz ya da en azından “anti-demokratik” rejimler -kabileler, krallıklar, monarşiler, imparatorluklar, oligarşik şehir devletleri ve köle cumhuriyetleri- olarak düzenlenmişlerdir.

Juan Cole, Michigan Üniversitesi tarih profesörü ve Ortadoğu ve Kuzey Afrika Merkezi direktörü.

Mısır’ın Modern Devrimleri ve Mübarek’in Düşüşü

Bu bölüm günümüz Mısır tarihinde hızlı siyasi değişimlere yol açan dört büyük sosyal ve siyasi hareketi karşılaştırmaktadır. Bu hareketler 1881-1882 Urabi Paşa isyanı, 1919 Mısır Devrimi, 1952 Kahire Yangını ve Genç Subaylar Darbesi ile 2011-2012 ayaklanmasıdır.

Ali Kadri, Singapur National Üniversitesi’nde kıdemli araştıma görevlisi, eski BM Batı Asya ofisi ekonomik analiz şubesi başkanı.

Arap İsyanları Öncesinde İç Karartıcı Ekonomik Performans

Bu yazı, Arap halk isyanları öncesinde Arap Dünyası’ndaki iş döngüsünün belirleyici faktörlerini araştırmakta ve Arap Dünyası’ndaki iş çevrelerinin petrol kontrolü ile desteklenen sömürge benzeri ilişkilerde belirlendiğini ve bütünlüğünün neredeyse tamamını emperyalist tahakkümle ilişkili siyasi değerlendirmelerden aldığını savunmaktadır.

Rami Zurayk (Beyrut Amerikan Üniversitesi Tarım ve Gıda Bilimleri profesörü) ve Anna Gough (araştırmacı)

Ekmek ve Zeytinyağı: Arap İsyanlarının Tarımsal Kökenleri

Arap dünyasındaki kırsal bölgelerin sürekli bir şekilde siyasi, ekonomik ve ekolojik dışlanması ve istismar edilmesi, bu bölgelerde yaşayan insanları yoksulluk ve gıda güvensizliğine sürüklemiştir. Kaynaklar ve karar verme süreçlerine erişim şansı olmayan kırsal bölgelerdeki halkın, tarımsal geçim kaynaklarını serbest piyasanın insafına terk eden rejimlere karşı örgütlenme ve protestolarda bulunmak dışında fazla seçeneği yoktu.

Charles Tripp, SOAS Ortadoğu profesörü.

Direniş Siyaseti ve Arap İsyanları

Rejimlerle onlara karşı direnenler arasındaki sembolik mücadeleye, alan sorununun ötesine giden ve bizzat kamu sorununun etrafında dönen bir boyut eklenmişti. Doğmakta olan bu kolektif aktör, yönetici seçkinler ile gücünü hisseden, kimliğini belirten ve haklarını talep eden halk arayışındaki yeni iddialı kamu arasında yaşanan acımasız yarışın konusu olacaktı.

John Chalcraft, LSE İmparatorluk/Emperyalizm Tarihi ve Siyaseti Bölümü’nde okutman.

Mısır’da 25 Ocak Ayaklanması, Hegemonya Yarışı ve Yoksulların Patlaması

Amacım bu popüler siyasetle ilgili nispeten zayıf kavramsal ve ampirik kavrayışımızı geliştirmektir. Burada öncül, bir yanda kültürel olarak özcü ve istisnacı (yeni) oryantalizm, diğer yanda da materyalist ve Avrupa merkezli modernizmin reddedilmesidir.

Philippe Droz-Vincent, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler profesörü.

Arap Dünyasında Ayaklanmalar ve Geçiş Döneminin Ortasında Ordu

Kitabın bu kısmı 2012’de Arap dünyasında hareket halindeki geçişleri analiz edecektir: ordunun önemli bir paydaş ve gölge bir koruyucu olarak hareket ettiği yeniden kurumsallaşmaya dönüş; kurumların ve dolayısıyla güçte tekelleşmenin eksikliği; iç savaşa ve milisleşme şeklinde parçalanmaya doğru giden mücadele çıkmazı.

Sami Zubaida, Birbeck College ve SOAS’ta siyaset ve sosyoloji profesörü.

Arap Ayaklanmaları Bağlamında Kadınlar, Demokrasi ve Diktatörlük

Kitabın bu bölümü, modern Ortadoğu’nun farklı safhaları ve bağlamlarında kadın, aile ve cinselliğin ele alınışındaki çeşitli aşama ve adımları ve mevcut geçiş süreçlerinde bu konuların zirve noktasına varışını kabaca açıklamıştır.

John T. Sidel, LSE Karşılaştırmalı Uluslararası Politika bölümünde profesör.

Mısır’da Demokratikleşmenin Tehlikeleri ve Şeytan(laştırıcı)ları: Endonezya Penceresinden Bakış, Belirsizce.

Burada, 2012 sonundaki Mısır’ın 1998-1999 dönemindeki Suharto sonrası dönemde Endonezya’ya benzediği noktasından hareketle, 1998’de Suharto’nun ve 2011’de Mübarek’in devrilmeleri yoluyla yaşanan siyasi dönüşümler dahil Mısır ve Endonezya’daki önemli ortak noktalara işaret edilmektedir.

Roger Owen, Harvard Üniversitesi Ortadoğu Tarihi profesörü.

Mısır ve Tunus: Diktatörlerin Devrim Yoluya Düşürülmesinden Yeni Bir Anayasal Düzen Kurma Mücadelesine

Bu satırların yazılmakta olduğu 2012 yılı itibariyle, ne Tunus ne de Mısır devrimlerinin kendi mecralarında akmadıkları açıktır. Her iki ülke de, yeni bir vatandaşlık anlayışı oluşturulması ve açık ve güvenilir hükümet kurulması, ekonomik gelişme ve daha iyi eğitim sistemleri noktasındaki genel beklentiyi karşılama sürecinde elde edilen kazanımları koruyabilecek olan yeni ve kalıcı kurumlar oluşturulmasından hala uzaktır. Geçiş sürecindeki diğer ülkelerdeki çabalar ve cesaret kırıcı derslerin kapsamı dikkate alındığında, belki de Tunus ve Mısır devrimleri hedeflerine asla ulaşamayacaktır. Ancak kesin olan bir şey vardır – devrilen diktatörlerin hüküm sürdüğü eski kötü günlere asla dönüş olmayacaktır.

Sadık el Azm, Şam Üniversitesi Modern Avrupa Felsefesi alanında Fahri Profesör ve Bonn Üniversitesi Kate Hamburger Enstitüsünde öğretim görevlisi.

Arap Milliyetçiliği, İslamcılık ve Arap İsyanları

Ayaklanmaların önemli ölçüde karizmatik olan doğası yeni ve önemli bir gelişmedir: İslamcılık tartışmaya ‘geri dönmüş’ olup, İslam’ın tanımı üzerine din/devlet kurumları, orta sınıf ticari İslam ve militan isyancı İslam arasında şiddetli bir tartışma yaşanmaktadır.

Gabriele vom Bruck (SOAS Antropoloji) , Atıf Elvezir (araştırmacı ve kalkınma danışmanı) ve Benjamin Wiacek (San’a’da yerleşik gazeteci)

Yemen: Askıya Alınmış Devrim mi?

Bu kitapta ele alınan diğer ayaklanmalarla karşılaştırıldığında Yemen’deki ayaklanma benzersizdir. Yönetici seçkinlerin önemli bir üyesi olan ama eski liderle akrabalık bağları olmayan ve yönetime darbeyle değil anlaşmayla gelmiş olan birisi, eski rejimin üyelerini yerinden etmeye başlamıştır.

Kerim Mezran, Atlantic  Council Refik Hariri Ortadoğu Merkezi üyesi ve John Hopkins İleri Uluslararası Çalışmalar Okulu misafir öğretim üyesi.

Geçiş Sürecinde Libya: Cemahiriye’den Cumhuriyet’e mi?

Bu satırları yazılmakta olduğu dönemde Libya’da olanlar ideolojik bir çatışmadan ziyade bir güç mücadelesidir. Kavramsal bir bakış açısından, sunulan duruşlar arasında önemli farklılıklar bulunmamaktadır. Libya’da hiç kimse kendisini laik olarak tanımlamadığı gibi hiç kimse de kendisini veya partisini İslamcı olarak nitelendirmemektedir.

Kristian Coates Ulrichsen, Baker Enstitüsü Kuveyt uzmanı ve Chatham House yardımcı üyesi.

Bayren’deki Ayaklanma: Yurtiçinde Taşıdığı Anlam ile Bölgesel ve Uluslararası Perspektifler

Bahreyn şimdi önemli bir yol ayrımında bulunuyor. Bu küçük Körfez adası ya devletle toplum arasındaki iktidar dengesi ve yapısında kalıcı ve derin değişiklikler yapacak ya da rejim, toplumun giderek artan bir şekilde kararlı bir tavır izleyen bir kesimine karşı güce başvurmaya devam etmek zorunda kalacak.

Medevi el Raşid, King’s College Din Antropolojisi profesörü.

Suudilerin Dahili İkilemleri ve Arap Ayaklanmalarına Verilen Bölgesel Yanıtlar

Suudi liderliği statükoyu koruma konusunda derin bir kaygı taşımaktadır ve ayaklanmalar yayılırken çeşitli stratejiler uygulamıştır. Suudi rejimi yurt dışında üç strateji uyguladı: Tunus, Mısır ve Libya’daki ayaklanmaların yayılmasını önlemek; Bahreyn ve Yemen’de karşı devrim ve Suriye’de devrime destek.

Avi Shlaim, Oxford Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümü profesörü.

İsrail, Filistin ve Arap Ayaklanmaları

Bu bölüm İsrailli siyasi-askeri seçkinlerin Arap Baharı’na verdiği tepkiyi mercek altına almaktadır. İsrail, kendisini, otoriterlik denizinin ortasında bulunan bir demokrasi adası olarak sunmuştur. Dolayısıyla İsrail’in 2011 yılının başlarında bölgeyi kaplayan demokrasi yanlısı hareketleri memnuniyetle karşılaması beklenir. Böyle olmakla birlikte İsrail toplumunun tepkisi bütün toplum kesimlerinde olumsuz olmuştur. Söz konusu bu olumsuz tepkiyi açıklayan iki faktör bulunmaktadır.

Muhammed Eyüp, Michigan State Üniversitesi’nde Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde ordinaryüs profesör.

Arap Ayaklanmaları ve Türkiye ile İran

Ankara ve Tahran’ın, Irak ve Suriye konusundaki görüş ayrılıklarının, iki ülkeyi, iki tarafın da istemediği bir çatışmaya sürüklemesine izin vermesinin yol açacağı tehlikelerin farkında olduğuna ilişkin işaretler bulunuyor.

William B. Quandt, Virginia Üniversitesi siyaset bilimi profesörü.

ABD Politikası ve 2011 Arap Devrimleri

Arap “devrimleri”nin 2011’de Başkan Obama’nın görev süresi içinde gerçekleşmiş olması bir ironiyi de beraberinde getiriyor. Söz konusu “devrimler” birkaç yıl önce patlak vermiş olsaydı Başkan George W. Bush ve “demokrasi ajandası”nın önde gelen isimleri bu hareketleri destekler ve en azından devrimlerin İslami tonu belirgin hale gelmeye başlayıncaya kadar söz konusu bu hareketleri kucaklardı. Ama Obama’nın Ortadoğu konusundaki serinkanlı ve gerçekçi duruşu, Irak savaşına ve güç kullanılarak rejim değişikliğine gidilip demokrasinin empoze edilmesine ve gerek söylem gerekse gerçek anlamda aşırıya kaçılan kimi adımlara gösterilen muhalefetin eseri olarak ortaya çıkmıştı.

Federica Bicchi, LSE Uluslararası İlişkiler bölümünde profesör.

Avrupa ve Arap Ayaklanmaları: Anlamsız Bir Güç mü?

Arap Baharı, Avrupa için bir sürpriz oldu ama aynı zamanda, ekonomik ve sosyal krize sürüklendiği ve Lizbon Anlaşması’nda öngörülen türden dönüşümlerin henüz tamamlanmadığı kötü bir dönemde yaşandı.

Valerie Bunce, Cornell Üniversitesi’nde Uluslararası İlişkiler profesörü.

Sonuç: İsyankar Vatandaşlar ve Dirençli Otoriterlik Yanlıları

Analistler birden fazla ülkede otoriter rejimlere karşı halk hareketleri dalgası yaşandığında neden bu kadar şaşkınlığa uğrar? Okuyacağınız bu bölüm bu türden üç dalgayı (Sovyetler Birliği ve Doğu Avrupa’da komünizmin çöküşü, komünizm sonrası Avrupa ve Avrasya’da renkli devrimleri ve Arap ayaklanmalarını) karşılaştırıyor ve birbirini tanımlayan iki açıklama getiriyor.

Değerlendirmeler

Henüz değerlendirme yapılmadı.

“Yeni Ortadoğu” için yorum yapan ilk kişi siz olun

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir