FIFA Skandalı: Hıncal Uluç

Şimdi bir düşünün.. 1/16 final maçında Fransa, ya Arjantin, ya İzlanda, ya Nijerya ile oynayacak.. Dünya Kupası‘nın son kalan 15 maçından biri bu.. İçlerinde doğru dürüst ilgi çekeni olmayan

Küçük Devletelerden Sakının : Lübnan

Beğeni :
5/5

Orijinal Adı : Beware of Small States. Lebanon: The Battleground of Middle East

Yazar adı: David Hirst

Çevirmen : Timur Demirtaş

Orijinal Dili : İngilizce
ISBN : 978-605-66013-4-7
Dizi : İyidüşün
Sayfa Sayısı : 480
Ebat : 14×21
Ağırlık : 300 gr.
Baskı : 2. Hamur, 55 gr.
Kapak : Getty Images
Basımevi : Alemdar Ofset
Dizgi : Mehmet Yılmaz
Editör : Onur Yılmaz

Açıklama

Rus anarşist Mikhail Bakunin 1870 yılında bir arkadaşına “Küçük devletlerden sakının” diye yazmıştı. Avrupa’da savaşların yaşandığı ve jeopolitik fırtınaların estiği bir ortamda Bakunin’in söylemek istediği şey, bu türden küçük siyasi yapıların sadece tuhaf bir şekilde büyük yapıların tasarrufları nedeniyle mağdur olacak olmaları değil ama aynı zamanda kendilerine eziyet çektiren büyük yapılar için sorun kaynağı olacak olmalarıdır. Bakunin’in aklında örneğin Belçika veya Baltık bölgesinde Çarlık Rusyası’nın emelleriyle Demir Şansölye Otto von Bismarck’ın liderliğindeki Prusya’nın elinde hamaset yüklü bir birleşme sürecinden geçen Almanya’nın arasında sıkışıp kalan Letonya bulunuyordu. Şüphe yok ki, Lübnan da, coğrafi kriterlere göre, Ortadoğu’nun “küçük devleti” olarak kabul edilebilir. Lübnan’ın eski adı ile başkenti Beyrut’un dünya siyaset literatüründe belli türden bir çağdaş çatışmayı tarif etmek için kullanılıyor olması boşuna değildir. Keza libanisation (“Lübnanlaşma”) ifadesi de boşuna Fransızca’nın resmi bir terimi haline gelmemiştir ki Larousse’un en güncel baskısında bu terimin anlamı şöyle açıklanıyor: “Bir devletin rakip topluluklar arasındaki çatışmanın bir sonucu olarak parçalanma süreci.” Larousse’daki tanımda söz konusu terimin “Balkanlaşma’” ifadesinin yerini almaya başladığı da ifade ediliyor.

Ancak Lübnan’ın bu ölçüde dış müdahaleye konu olmasının nedeni ne tek başına küçük bir toprak parçasına sahip olmasıdır, ne Doğu ile Batı arasındaki hassas konumudur ve ne de büyük ölçüde Hristiyanların yaşadığı bu ülkeye Avrupalı güçlerin gösterdiği özel ilgidir. Durumun böyle olmasının nedeni, her şeyin ötesinde, eşi benzeri bulunmayan yapısıdır. Anayasal ve siyasi düzenin paralellik arz ettiği bir ortamda dini grupların ve bunların çok sayıdaki alt grubunun oluşturduğu bir karışımın bulunduğu Lübnan, bu haliyle, hatları dini çizgilerle belirlenmiş sekter devletlerin mükemmel örneği olarak karşımıza çıkıyor. Mustarip olduğu koşullar kronik bir nitelik taşıyor ya da en azından Ortadoğu, olduğu şey olmaya, yani endemik olarak dünyanın en istikrarsız bölgesi olmaya devam ettiği müddetçe, Lübnan da sorun yaşamaya devam edecektir. Bugünden bakışla Lübnan, “ötekilerin” siyasi, stratejik ve ideolojik çatışmaları için sonu gelmez bir savaş alanı olarak dizayn edilmiş gibidir ki bu çatışmalar kimi zaman vekâleten yürütülen savaşlara dönüşmüştür. Söz konusu bu “ötekiler” elbette ilk ve öncelikli olarak bölgedeki daha büyük devletlerdir. Ama bölgenin işlerine ilgiyle yaklaşan Amerika, Avrupa, Rusya veya gerçekten öyle olan veya olmak isteyen herhangi bir büyük gücü de bu bağlamda görmek gerekiyor. Ve büyük güçler de tarihi olarak uluslararası siyasetin bir potası olan Lübnan’a böyle bir ilgiyi her zaman için önemine istinaden göstermiştir. Yakın zamanlarda ise Lübnan’a yönelik bu ilgi modern dünyanın can suyu olan büyük petrol rezervlerinin deposu olması ve Arap–Yahudi çekişmesi bağlamında en uzun süreli, en amansız ve en tehlikeli çatışmanın mekânı olması itibarıyla gösterilmektedir. Ortadoğu, doğasının bir gereği olarak, Lübnan’ın işlerine karışıyorsa, dış dünya da aynı şeyi Ortadoğu bağlamında yapmaktadır.

 

“Hirst elli yıldır Beyrut’ta yaşıyor; bu nedenle ülkenin kanlı geçmişine bizzat tanıklık etmiş bir isim. Yarım yüzyıllık çatışmaya öfkeli gözlerle bakarken bu tarihi tanıklığın acısı kitabın her bir sayfasına işlemiş durumda. Hirst Lübnanlı ve Filistinli sivillere uygulanan insanlık dışı eylemleri aktarırken tek bir ayrıntıyı bile kaçırmıyor. Hirst’ün siyasi dilin ikircikliği hakkındaki hoşnutsuzluğu son derece belirgin.” Eugene Rogan, Financial Times

 

“Böyle bir kitabı yazma becerisine David Hirst kadar sahip olan insanların sayısı çok azdır.” Fawaz A. Gerges, Guardian

 

“Anlaşılır ve özlü anlatımıyla, Lübnan ve Ortadoğu tarihinin acılı geçen son yüzyılına dair bilgece yazılmış muazzam bir eser. Bu kitabıyla David Hirst bölgenin önde gelen tarihçilerinden biri olarak konumunu bir kez daha tasdik ediyor.” Lara Marlowe, Irish Times

 

“Hirst, tartışma yaratmaktan çekinmeyen cesur bir yazar. Küçük Devletlerden Sakının net olduğu kadar provakatif de. Kaçınılmaz olarak yaklaştığı görülen yangının köklerini anlamak için gerekli bir okuma”. Kai Bird, Washington Post

 

“Hirst bölgenin modern tarihini kapsamlı bir şekilde yazmak için herkesten daha muteber bir isim. Hirst bu karmaşık hikâyeyi açık ve yetkin bir üslupla ele alıyor ve trajik hikâyenin tümünü içinde yer aldığı geniş Ortadoğu çatışması bağlamına yerleştiriyor.” Richard Beeston, Spectator

Değerlendirmeler

Henüz değerlendirme yapılmadı.

“Küçük Devletelerden Sakının : Lübnan” için yorum yapan ilk kişi siz olun

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir